Brand Week
Gemini
Brand Week Oturum Özetleri
Google Gemini ile Üretildi.
Brand Week oturumlarını podcast olarak dinlemek ve özetlerini okumak için sayfaya göz at.
#1
Yaşama Sanatı: Modern Zamanlarda Nasıl Yaşanır?
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacı:
Wilhelm Schmid
Oturum Özeti:
Wilhelm Schmid'in "Yaşama Sanatı: Modern Zamanlarda Nasıl Yaşanır?" başlıklı oturumu, modern çağın sunduğu özgürlük ortamında geleneksel davranış rehberlerinin ortadan kalkmasıyla ortaya çıkan yönelim boşluğunu doldurmayı amaçlamaktadır. Yaşama Sanatı, bireyin öncelikle kendisiyle dostluk kurmasıyla başlar; bu, bireyin kendi iç çatışmalarını çözmesi ve davranış şeklini kendisinin tanımlaması anlamına gelir. Bu kişisel tanım, yaşamda anlam ve doyum bulmak için yedi temel adımı içerir: kişinin en önemli ilişkilerini belirlemesi (bu, sosyal bir bağışıklık sistemi oluşturur), kendisini bugünkü haline getiren iyi ve kötü deneyimlerini sahiplenmesi (kişisel kimliğin ayrılmaz parçaları olarak), hayatına anlam veren amaç ve hayallerini tanımlaması (bu, zorluklar karşısında cesareti ve teselliyi güçlendirir), kararlarına rehberlik edecek kişisel ve sosyal değerlerini (güvenilirlik, saygı, şeffaflık gibi) saptaması, modern yaşamın karmaşasında enerji tasarrufu ve ritim sağlayan alışkanlıklar edinmesi, hayatın olumsuz yönleri olan korku, travma ve incinmeleri (eğer ortadan kaldırılamıyorsa) mücadele etmek yerine benliğe entegre etmesi. Son ve yedinci nokta ise, kişinin kendisi için güzelliği tanımlamasıdır; güzellik, (sanat, doğa, deneyimler yoluyla) en büyük zorlukların bile üstesinden gelmeye yardımcı olan bir güç kaynağıdır. Schmid'e göre, yaşamın nihai hedefi geçici mutluluk değil, aksine hayatın çelişkili tüm zenginliğini —başarılar ve başarısızlıklar, sevinçler ve hayal kırıklıkları dahil olmak üzere— onaylayabilme ve hatta sevebilme yeteneği aracılığıyla ulaşılan doyumdur (fulfillment).
#2
Akıllı Sınırlar: İnsan, Yapay Zekâ ve Değerler Arasında Denge
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacılar:
M. Serdar Kuzuloğluİlker Kuruöz
Oturum Özeti:
"Akıllı Sınırlar: İnsan, Yapay Zekâ ve Değerler Arasında Denge" başlıklı oturum, teknolojinin kurumsal hayata entegrasyonu ve etik sorumluluklar üzerine odaklanmıştır. Türkiye'nin 1950'li yıllardan itibaren yapay zeka konularını akademik düzeyde tartıştığı belirtilerek, finans sektörünün teknolojiyi müşterilerin ve çalışanların hayatını kolaylaştırmak amacıyla öncü bir şekilde kullanma misyonuna vurgu yapılmıştır. Tartışmanın önemli bir kısmı, teknoloji adaptasyon döngüsünün tersine dönmesi üzerine kuruludur; artık bireylerin yeni teknolojileri hızla benimsemesi, büyük kurumları sürekli yenilenmeye ve bireysel beklentilere yetişmeye zorlamaktadır. Oturumda, yapay zekanın en kritik katkısının empatinin ölçeklendirilmesi olduğu vurgulanmıştır; sanal asistanlar ve modeller aracılığıyla milyonlarca müşterinin ihtiyaçlarını, hatta kendi dile getiremediği talepleri önceden sezip proaktif destek sunabilen "süper bankacılar" yaratma hedefi ele alınmıştır. Ancak bu hızlı teknolojik gelişim, zihinsel tembellik ve yaratım krizi riskini beraberinde getirmekte, ayrıca yapay zekanın empati aracı (hatta bazı kullanıcılar için terapist gibi) olarak kullanılması gibi etik ikilemler ortaya çıkarmaktadır. Sonuç olarak, kurumların teknolojiyi kullanırken sorumlu yapay zeka prensiplerini benimsemesi, önyargıyı bir tarafa bırakarak kapsayıcı olması ve ürettiği ürün/hizmetlerin dijitalleşebilir tanımlarının yüksek kaliteli olması gerektiği, çünkü yapay zekanın girdilerden öğrendiği ve içeriğin kalitesinin önümüzdeki dönemi belirleyeceği ifade edilmiştir.
#3
Vicdan mı Cüzdan mı? Kapsayıcı Pazarlamanın Finansal Etkisi Kanıtlandı!
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacı:
Prof. Andrew Stephen
Oturum Özeti:
Bu oturumda iş dünyası büyüme motoru, veriler ve markaların stratejileri ele alınırken, temel vurgu kapsayıcı pazarlamanın finansal etkileri üzerine yapıldı. Profesör Andrew Stephen tarafından sunulan çalışmada, kapsayıcı reklamcılığın markalar için sadece ahlaki bir duruş mu yoksa finansal bir zorunluluk mu olduğu incelendi. Birleşmiş Milletler (BM) Unstereotype Alliance işbirliğiyle yürütülen ve 58 ülkede 392 markayı kapsayan 4 yıllık devasa analiz, kapsayıcı uygulamaların ticari performansa pozitif etkisi olduğunu kanıtladı. Bulgulara göre, kapsayıcı reklamcılık, doğrudan satışlarda %3.5, uzun vadeli satışlarda ise %16.26 artış sağlıyor. Ayrıca bu uygulamalar, tüketicilerin markayı ilk tercih olarak görme oranını, fiyatlandırma gücünü (%54 artış) ve müşteri sadakatini (%15 artış) önemli ölçüde yükseltiyor. Sonuç olarak, kapsayıcılık, marka değerini artırarak ve zararlı stereotipleri kaldırarak hem iş dünyası hem de toplum için kazan-kazan durumu yaratıyor, zira dahil etme (inclusion) gelirle eşittir.
#4
Brand Week Istanbul 13. Yıl Konuşması
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacı:
Pelin Özkan
Oturum Özeti:
Brand Week İstanbul'un 13. yıl açılış konuşmasında Pelin Özkan, başlangıçta, yaşanan üzücü bir olay nedeniyle hayatını kaybedenlere başsağlığı dileyerek sözlerine başladı. Etkinliğin 13 yıllık yolculuğu, enerjisini önce içeriye verip sağlam, görünmez kökler ördükten sonra muazzam bir yükselişe geçen bambunun hikayesine benzetildi. Brand Week, ilk yıllardaki mütevazı başlangıçlardan sonra, bugün 18 salonda 65.000'i aşan katılımcı topluluğu ve 650'den fazla işbirliği ile Türkiye'nin her yerinden dev bir ekosistem oluşturmuş durumda. Bu yaşayan ve nefes alan ekosistemin kökleri; akademilerde eğitim gören 1000 öğrenci, yüzlerce kadının hayatına dokunan platformlar ve sahada çalışan 5.000'den fazla insan tarafından temsil ediliyor. Konuşmada, karamsarlığın kolay yayıldığı zor zamanlardan geçilmesine rağmen, yaratıcılığın daima bir umut eylemi ve daha iyisini hayal etme cesareti olduğu vurgulandı. Bu etkinlik, yalnızca bir organizasyondan fazlası olarak, birbirini geliştiren bir kültürden ve "biz olabilme hali"nden güç alarak geleceğe dair en net beyan olarak gösterildi.
#5
İstanbul ve Olimpiyatlar: Bir Şehrin Vizyonu, Bir Şampiyonun Hikâyesi
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacılar:
Ferhat ArıcanBuse Naz ÇakıroğluAhmet Gülüm
Oturum Özeti:
Oturum, sporun markalar için stratejik önemini ve küresel ekonomideki devasa etkisini vurgulayan bir sunumla başladı. Spor endüstrisinin yıllık 2.6 trilyon dolarlık hacmiyle dünyanın en büyük sektörlerinden biri olduğu, sponsorluk yatırımlarının ise %82’sinin spora yapıldığı belirtildi. Bu yatırımların yüksek marka değeri ve geri dönüş sağladığı, markaların spor aracılığıyla geniş kitlelerle güçlü bağ kurduğu ifade edildi. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK), olimpiyatları ülkeye getirerek Türkiye’yi dönüştürmeyi hedeflediğini açıkladı. Bu doğrultuda, İstanbul’un ilk çoklu spor organizasyonu olacak 2027 Avrupa Oyunları’na ev sahipliği yapacağı duyuruldu. TMOK’nin nihai amacı, bu organizasyonu başarıyla tamamlayarak 2036 İstanbul Olimpiyat Oyunları’nı ülkeye kazandırmak ve Türkiye’nin spor tarihinde bir dönüm noktası yaratmak olarak öne çıktı. Programın ikinci bölümünde sahneye çıkan sporcular, başarıya giden yolun yalnızca fiziksel değil, zihinsel hazırlıkla da mümkün olduğunu vurguladı. Başarılarının arkasında ekip çalışmasının ve toplum desteğinin kritik rol oynadığını dile getirdiler. En büyük motivasyonlarının ise, 2036’da İstanbul’daki olimpiyatları izleyen bir çocuğa ilham olarak onun spora başlamasını sağlamak olduğu belirtildi.
#6
AI Agent Teknolojisiyle, Yaşayan Türkiye’yi Modellemek
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacılar:
İhsan ÖzçıtakViktor Kuzu
Oturum Özeti:
Bu oturum, Türkiye'yi modellemek için kullanılan yapay zeka ajan teknolojisini tanıtmaktadır. İnsan davranışlarının rasyonel olmaktan çok kısa yollara ve yanlılıklara dayandığı davranışsal bilim temellerinden yola çıkılarak, insan davranışlarının kuş sürüsü hareketlerine benzer şekilde büyük veri setleri aracılığıyla modellendiği anlatılmıştır. Sosyal ağlarda eylemlerin yayıldığı (etki), benzer insanların bir araya gelmesi (homofili) ve bağlama göre değişen kimliklerin davranışları belirlediği temel analiz çerçevesi sunulmuştur. 2017 yılından itibaren, 130.000 kişinin kişilik özellikleri (OCEAN modeli) ve ilgi alanları analiz edilerek Türkiye için 160'ın üzerinde anlamlı davranışsal segment oluşturulmuştur. Bu segmentlerin çözünürlüğü artırılarak, sekiz temel motivasyonel eksen dahilinde analizleri derinleştirilmiş ve gerçek zamanlı ilgi alanları takip edilmiştir. Geliştirilen teknoloji, bu segmentleri yüzün üzerinde yapay zeka personasına dönüştürerek, sadece öngörmek yerine, hedef kitle ve amaç tanımlamasına dayalı interaktif simülasyonlar yapma imkanı sağlamaktadır. Bu sistem, persona bazında birebir mülakatlar yaparak, yanıtların sonraki soruları belirlediği simülatif bir süreç sonunda kapsamlı kalitatif araştırma raporları sunmaktadır. Çalışmanın kalbinin sahadan toplanan gerçek verilerle beslenmeye devam edeceği vurgulanmıştır.
#7
Kronik Yaratıcı Bozukluk: Nörolojik Bir Durum Olarak Hayal Gücü
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacı:
Andrey Tyukavkin
Oturum Özeti:
Bu oturum, hayal gücünü nörolojik bir durum olarak ele alan "Kronik Yaratıcı Bozukluk" başlığı altında sunulmuştur. Konuşmacı, günlük hayatta "tuhaf" veya "hasta" kabul edilen nörolojik farklılıkların, reklamcılık ve yaratıcılık gibi alanlarda değerli (fikirlerin "çılgın" olarak nitelendirilmesi gibi) olduğunu savunmaktadır. Nörobilimciler Sacks ve Ramachandran'ın klinik çalışmalarına atıfta bulunularak, beyin eksikliklerinin incelenmesinin yaratıcılığın temeli olan lateral düşünceyi (yanal bakış açısı) anlamada kilit rol oynadığı belirtilir. Yaratıcılık, beynin en kısa ve mantıklı yolu (Ockham'ın Usturası prensibini) yerine dolambaçlı yolları tercih etmesi, yani düz düşünmekten sapması olarak tanımlanır. Yoğun anksiyeteden sorumlu olan amigdala bölgesinin, yaratıcı meslekleri seçen kişilerde daha sık tetiklendiği ve sıra dışı düşünce kalıpları oluşturarak yaratıcı işlere yatkınlığı artırdığı çalışmalarla kanıtlanmıştır. Ayrıca, reklamcılıkta hikaye uydurma olarak kullanılan konfabülasyonun (olmayanı icat etme), aslında zihinsel bir durum olarak görülen akut bir sendrom olduğu vurgulanmıştır. Özetle, yaratıcılık, beynin alışılmışın dışındaki bağlantıları kurması ("görülecek yerlere sahip bir dolambaçlı yol") ve başarılı olmak için kişinin biraz "merkezin dışında" olması gerekliliği fikri öne sürülmüştür.
#8
Bir Trend Hikâyesi: Pazar Payı Değil, "Lezzet Payı"
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacılar:
Mirgün CabasGülfem Karcı
Oturum Özeti:
Oturum, büyük bir perakende şirketinin dijital evreninin ve trend hikayesinin, pazar payı yerine "Lezzet Payı" hedefiyle yemek sektörüne girişini ele almıştır. Temel amaç, müşterilerin tüm ihtiyaçlarını tek bir uygulama üzerinden karşılamak ("yemekse yemek, marketse market") ve yemek yapmama eğiliminde olan, daha genç ve rahatına düşkün kitleye ulaşmaktır. Pazara en son giren oyuncu olmasına rağmen platform, rakiplerin eksikliklerini gözlemleme avantajını kullanarak hem son kullanıcılar hem de restoranlar için bir ekosistem oyunu kurdu. Restoran ortaklarını desteklemek amacıyla, toptan tedarik ve finansal ürünler gibi hizmetlerle maliyetlerini azaltmayı amaçlayan "4 Dörtlük" adında bir sadakat platformu oluşturulmuştur. İlerleyen dönemde platform, sipariş almanın ötesine geçerek, veri ve teknolojiyi kullanarak gıda sektöründeki arz-talep dengesinde aktif bir rol oynamayı hedefliyor. Bu vizyon doğrultusunda, restoranlara mahalle düzeyinde müşteri tercihlerine dayalı, menü optimizasyonu ve satış fırsatları sunan, akıllı bir büyüme asistanı tanıtılmıştır. Bu yenilikler, restoranların kârlılığını artırarak dolaylı olarak son kullanıcıya da fayda sağlamaktadır.
#9
Yapay Zekâ Çağında İnsan Odaklı Büyümenin Kodları
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacı:
Mariana Peneva
Oturum Özeti:
Bu oturum, Institute for Real Growth adına Mariana Peneva tarafından sunulan "Yapay Zekâ Çağında İnsan Odaklı Büyümenin Kodları" başlıklı çalışmanın öğrenimlerini paylaşmaktadır. Yapay zekâya yönelik toplumsal yaklaşım, 2025'te deney aşamasından benimseme aşamasına geçmiştir. Pazarlama dünyasında ilk odak noktası verimlilik artışı olsa da (yaratıcı işler ve optimizasyon), bu durumun tek başına uzun vadeli rekabet avantajı yaratmayacağı belirtilmiştir. Çalışma, kazanan şirketlerin yapay zekânın etkisini yalnızca pazarlama stratejisiyle sınırlı görmediğini ve iş büyümesini desteklemek için kullandığını ortaya koymuştur. Başarılı olmak için temel ayrım noktası, yapay zekâyı sadece müşteri deneyimini geliştirmek için değil, aynı zamanda çalışanlar ve faaliyet gösterilen topluluklar dahil olmak üzere dört paydaş grubunun tamamı için uzun vadeli değer yaratan bir araç olarak kullanmaya odaklanmaktır. Pazarlama liderlerinin %95'i artık yapay zekâyı bir risk değil, bir fırsat olarak görmektedir.
#10
İnsanda Kusurlu Hakikat: "Öz"ü Bulma Sanatı
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacılar:
Asif KapadiaZeynep Atakan
Oturum Özeti:
Asif Kapadia ve Zeynep Atakan'ın yer aldığı oturumda, Kapadia kusurlu insan doğasını keşfetme sanatını ve bireylerin ün, medya veya kurumsal baskı gibi sistemlerle mücadelesini konu edindi. Yönetmen, hikaye anlatımına olan hakimiyetini kurgu çalışmalarından aldığını ve bunu kaotik arşiv görüntülerini kullanarak güçlü bir öykü yayına (Senna, Amy, Diego Maradona gibi) dönüştürdüğünü belirtti. Belgesellerinde tür (aksiyon, müzikal, gangster) kullanarak empati yaratmayı amaçladığını ve bu yaklaşımı "gerçek kurgu" olarak tanımladığını ifade etti. Kapadia, belgesel objektifliği fikrine meydan okuyarak, film yapımcısının kurgu ve manipülasyon yoluyla gerçeğin kendi versiyonunu ortaya çıkardığını, bu nedenle seyircinin her şeye inanmaması gerektiğini vurguladı. Ona göre, teknik mükemmeliyet yerine karakterin ve duygusal anların önemi, özellikle insanlardaki kusurların bizi özel kılan yönler olduğu felsefesi öne çıkmaktadır. Kapadia ayrıca, biyografilerden uzaklaşarak 2073 gibi daha karmaşık, sistemik konuları ele alan projeler arayışında olduğunu belirtti. Genç sinemacılara tavsiyesi ise sürekli film yapmaları, projelerini bitirmeleri ve sinema tarihini incelemeleri oldu.
#11
Yankı Odasındaki Lidere Tavsiyeler: Parçalanmış Gerçeklikte Onarıcı Stratejiler
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacı:
Hande Yaşargil
Oturum Özeti:
"Yankı Odasındaki Lidere Tavsiyeler: Parçalanmış Gerçeklikte Onarıcı Stratejiler" başlıklı oturum, liderlerin küresel zorluklar karşısında hazırlıksız olduğu ve ortak görüşün dağıldığı (desentegrasyon) bir çağda izlemesi gereken onarıcı stratejilere odaklanmıştır. Artan gelir eşitsizliği ve kutuplaşma, insanları kesin çözümler vaat eden, özgüveni yüksek, demagoji yapan sahte kurtarıcı liderlere doğru çekmektedir. Kaynaklar, mevcut sistemin denetimsiz dijital platform sahiplerinin pazarı ve bilgiyi kontrol ettiği "bulut kapitalizmine" evrildiğini belirtmektedir. Bu durum, bireylerin ne duyduğunu/gördüğünü kendilerinin belirleyemediği (Yankı Odası), çelişkili ve parçalanmış bilgi akışına yol açarak toplumsal uzlaşmayı azaltmaktadır. Bilinçaltı önyargılar (kendini kayırma, teyit eğilimi, stereotipleme) ise gerçeğin daha da parçalanmasına neden olmaktadır. Liderlerin bu kolektif sanrıya kapılmamaları için öncelikle "kendilerini onarmaları" gerekmektedir; bu, yavaşlamak, "dopamin sirkinden" çıkmak, sınırlar koymak ve ritüelleri akıl sağlığı için kullanmak anlamına gelir. Kendini onaran lider, sükûnetini koruyarak, görünen öfke ve agresyonun arkasındaki gerçek duygulara (korku, kaygı) hitap eden ve çözüme ulaşmayan tartışmalar yerine ortak eyleme (dayanışmaya) yönelen "onarıcı lider" olmalıdır. Ayrıca, alçak gönüllülük ve işbirliği gibi olumlu değerleri ödüllendirerek kültürü dönüştürmeli ve yılmazlığın iksiri olan umudu yaşatmalıdır. Liderliğin en temel işlevi, çatışmaya izin veren ancak çerçeveyi dağıtmayan, diğerlerini ötekileştirmeyen kapsayıcı bir aidiyet hissi yaratarak uzlaşmayı sağlayacak bir "kucak duygusu" (holding environment) oluşturmaktır.
#12
Türkiye'de Marka Liderliği: Rota, Belirsizlikte Gizlidir
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacılar:
Güliz ÖztürkLale Saral DevelioğluTarık BayarLevent Kömür
Oturum Özeti:
Türkiye'de marka liderliğine odaklanan bu oturum, rotanın belirsizlikte gizli olduğu ana fikriyle başlamıştır. Panelistler, belirsizliğin en çok ekonomi (tüketici profillerinin değişimi), teknoloji, jeopolitik riskler ve tedarik zinciri sorunları gibi boyutlarda hissedildiğini belirtmiştir. Türk yöneticilerinin kriz anındaki çeviklik ve esneklik yeteneği takdir edilmekle birlikte, bunun uzun vadeli planlamadan uzaklaşmaya ve durumlara daha reaktif yaklaşmaya neden olup olmadığı sorgulanmıştır. Belirsizliği kontrol etmek yerine uyum sağlamanın önemine dikkat çekilirken, yerel zekanın ve kültürün her zaman global stratejiyi yendiği vurgulanmıştır. Başarılı geleceğin liderlik modeli, ekiple ortak akılla karar üreten, kapsayıcı ve paylaşımcı bir yaklaşım sergilemeyi gerektirmektedir. Ayrıca liderlerin, artan öğrenme kapasitesine odaklanması ve bilmekten ziyade, çalışanlarına nasıl hissettirdiklerine önem vermesi gerektiği belirtilmiştir.
#13
Yapay Zekâ Aynanın Gösteremediğini Gösterir mi?
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacılar:
Deniz DülgeroğluEmre SüvariSami BasutÖzge Dağyar Acarbay
Oturum Özeti:
Oturum, "Yapay Zekâ Aynanın Gösteremediğini Gösterir mi?" başlığı altında, ağız sağlığı konusunda farkındalık yaratma ve erken müdahaleyi teşvik etme odaklı bir yeniliği ele almıştır. İletişim stratejisinde, tüketicileri harekete geçirmek için geleneksel pozitif yaklaşımlar yerine, farkındalığı artırmada daha etkili olan olumsuz duygularla etkileşimin (negative active engagement) önemi vurgulanmıştır. Panelistler, ağız sağlığı sorunlarının (diş eti iltihabı ve plak birikimi gibi) erken aşamada gözle görülmemesi nedeniyle ertelendiğini ve bu durumun diş kaybına hatta Tip 2 diyabet gibi ciddi hastalıklara yol açabileceğini belirtmiştir. Bu soruna çözüm olarak, yapay zeka ve bilgisayarlı görü teknolojileri kullanılarak geliştirilen bir araç tanıtılmıştır. Binlerce görsel veri ile eğitilen bu teknoloji, bir telefon kamerası aracılığıyla dişlerdeki plak oranını ve konumunu tespit ederek, aynanın gösteremediği görünür hale getirmiş ve bireylere günlük olarak kendi sağlıklarına sahip çıkma imkanı sunmuştur. Geliştiriciler, biyometrik veri güvenliğine büyük önem verildiğini ve kullanıcı fotoğraflarının herhangi bir sunucuda saklanmadan, analizin cihazın kendi içinde gerçekleştirildiğini (client-side) belirtmiştir. Bu yaklaşım, yapay zekanın sadece görsel trendlerin ötesinde toplum sağlığına gerçek bir değer katması açısından vurgulanmıştır.
#14
Türkiye Gündemi: Ekonomide Küresel Dalgalar ve Yerel Gerçekler
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacı:
Prof. Hakan Kara
Oturum Özeti:
Konuşmacı Prof. Hakan Kara, küresel dalgalar ve yerel gerçekler çerçevesinde, dünya ekonomisinde 2026 yılında büyümenin mevcut yıla yakın olacağını ve küresel belirsizliklerin uzun süre devam edeceğini öngördü. Türkiye için enerji fiyatlarındaki düşüş ve hizmet sektöründen elde edilen döviz gelirlerindeki artış, enflasyonla mücadele ve dış denge (cari açık) hedeflerini destekleyen olumlu gelişmeler olarak vurgulandı. Mevcut ekonomi programının temel amacı, yüksek enflasyonu düşürmek, dış dengeyi düzeltmek ve rezervleri artırmak olup, bu süreçte kurun bir çıpa olarak kullanıldığı, sıkı yönetilen bir döviz kuru rejimi uygulanmaktadır. Ancak, bu politika reel rekabetçilikte kayıplara (%40 civarında) yol açarak Türkiye'nin pahalı bir ülke haline gelmesine neden olmuştur. Programın sürdürülebilirliğindeki en kritik zorlanma noktası, aylık enflasyonun yapışkanlığıdır; zira resmi 2026 enflasyon hedefi (%16) gerçekçi görülmezken, baz senaryoda %25 civarında bir enflasyon beklenmektedir. Faizlerin aşamalı olarak düşmesi öngörülse de, 2026 yılı boyunca yüksek seviyelerde kalması beklenmektedir. Türkiye ekonomisi dış şoklara karşı dayanıklı olmakla birlikte, tam bir rahatlama sağlaması ve fırsatları avantaja çevirmesi için daha fazla zamana ihtiyaç vardır.
#15
Neden Her Şirketin Bir Oyun Stratejisi Olmalı?
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacı:
Bastian Bergmann
Oturum Özeti:
Bastian Bergmann, her şirketin bir oyun stratejisine sahip olması gerektiğini ve oyunların yeni iş modeli haline geldiğini vurgulamaktadır. Sunum, markaların video oyunlarından elde edebileceği etkileşimin, geleneksel veya sosyal medyadan alabilecekleri katılım ile kıyaslanamayacak kadar derin bir fırsat sunduğunu belirtmektedir. Tüketici beklentileri kişiselleştirme ve sürükleyici deneyimler yönünde değişirken, neredeyse 3,5 milyar insanın günlük olarak video oyunları oynadığı ve oyuncu stereotipinin geçerliliğini yitirdiği belirtilmiştir. Oyunlar, tek yönlü sosyal medyanın aksine çift yönlü etkileşim sunarak gerçek katılımı sağlamaktadır. Oyun içi harcamaların gerçek olduğunu ve sanal bir ürün satın alan tüketicilerin %86'sının daha sonra bu ürünün fiziksel karşılığını da satın aldığını gösteren verilerle, oyunların gerçek dünya satışlarını nasıl yönlendirdiği öne sürülmüştür. Küresel reklam pazarının sadece %5'inin oyunlara harcandığı göz önüne alındığında, bu durum markalar için büyük bir büyüme fırsatı yaratmaktadır. Şirketler, mevcut bir oyuna entegrasyon, sıfırdan oyun inşa etme, ileri teknolojilerden yararlanma veya oyunu bizzat ürün haline getirme gibi dört temel stratejiyi benimseyebilir. Ancak başarının temel şartı, kitlenin ihtiyaçları ile marka değerlerinin otantik bir şekilde eşleştirilmesi olarak belirlenmiştir.
#16
Kaosa Karşı Tutarlılık: Strateji, Eylem, Etki
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Oturum Özeti:
Oturumun ana teması, etkin pazarlamada tutarlılığın kaosa karşı önemi üzerine odaklanmaktadır. Konuşmacı David Tiltman, reklam fikirlerinin uzun vadede tutarlı uygulamasının iş sonuçlarını artırdığını ve etkilerin zamanla biriktiğini vurgulamıştır. Ancak, dijital ortamların sürekli yenilik ve içerik çeşitliliği talebi, yaratıcı varlık üretimini hızla artırarak bir gerilim yaratmaktadır. Bu zorluğun üstesinden gelmek için, kısa süreli kampanyalardan uzaklaşılıp bütünsel yaratıcı sistemler veya platformlar oluşturulması önerilmektedir. Bu sistemler, farklı kanallar arasındaki sinerjiyi kullanarak başarıyı sağlamalı ve marka unsurlarını taze yollarla sunan "gizlenmiş tekrarı" mümkün kılmalıdır. Özellikle dış ortaklarla çalışırken, markanın kimliğini ve duygusal etkisini tutarlı tutmak, iletişim parçalarının markaya atfedilebilirliğini sağlamak kritik önem taşır, aksi takdirde çabalar boşa gidebilir. Başarılı olmak için pazarlamacıların, teoriyi uygulamaya dönüştürmesi ve entegre bir stratejik çerçeve oluşturması şarttır.
#17
Çarpan Etkisi: Yapay Zekâ ile Potansiyeli Katlama Sanatı
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacılar:
Taylan TandoğanSelin OrçunusSerkan Girgin
Oturum Özeti:
"Çarpan Etkisi: Yapay Zekâ ile Potansiyeli Katlama Sanatı" başlıklı oturumda, yapay zekanın (YZ) arama motoru icadından bu yana en büyük devrim olduğu ve sınırsız olanaklar sunduğu vurgulanmıştır. YZ dönüşümünün altyapı, modeller ve ürünler/platformlar olmak üzere çok katmanlı olduğu ve veri işleme hızının ivmelenerek bir "hype"tan öte, yeni başlayan bir yolculuk olarak görüldüğü belirtilmiştir. YZ, pazarlama dünyasında sadece optimizasyon ve verimlilik sağlamanın ötesine geçerek, inovasyonu ve "çarpan etkisi"ni artıran güçlü bir motor haline gelmiştir. Bu etki, pazarlama döngüsünün dört ayağında (ölçümleme, içgörü, yaratıcılık ve medya) etkin çözümlerle desteklenmektedir. Kurumlar için rekabet avantajı yaratmanın anahtarının, bu teknolojilerin kullanımıyla yeni iş modelleri geliştirmek olduğu ve bu dönüşümün sağlam bir veri analitiği altyapısı üzerine inşa edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Özel ve hazır çözümlerin birleşimiyle, iş süreçlerinde büyük verimlilik artışları ve dönüşümler elde edildiği örneklerle sunulmuştur.
#18
Medyanın Geleceği
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Oturum Özeti:
"Medyanın Geleceği" başlıklı oturumda Nihat Sırdar, Güçlü Mete ve Candaş Tolga Işık konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, medyanın geleceğinin özgür basın anlamında belirsiz olabileceği, ancak teknik açıdan uygulamalar ve internet üzerinden kendini birçok alanda gösterebildiği ifade edildi. Radyonun, 32 yıldır "bitti" denilmesine rağmen, tek boyutlu (ses) yapısı sayesinde teknolojiye uyarlanabildiği ve dinleyici kitlesini artırdığı belirtildi. Konuşmacılara göre, gelecekte medyada kazanacak olan temel unsurlar içerik ve güvenilirliktir. Basılı yayıncılığın dahi "öldü" denilen bir dönemde, okuyucuya yönelik iyi içerik üreten yayınların rekor tirajlara ulaştığı ve markaya değil, okuyucuya odaklanılması gerektiği vurgulandı. Bağımsız medya kuruluşlarının getirdiği özgürlük, rahat konuşabilme avantajı sağlasa da, bu durumun bazı büyük reklam veren gruplarından mahrum kalma gibi finansal zorluklar yarattığı aktarıldı. Konuşmacılar, meslek hayatlarında yaşadıkları hukuki zorluklara rağmen, en büyük ödülün dinleyiciye yalnız olmadıkları hissini verebilmek olduğunu belirterek, umutsuzluğa kapılmama mesajı verdiler.
#19
Kadının Gücü, Umudun Hikâyesi
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Oturum Özeti:
Oturum, Hatay depremi sonrasında kadınların zorluklara rağmen hayata tutunma ve umut yaratma hikayelerine odaklandı. Konuşmacılar, şehirde yaşanan büyük kayıplara ve sarsıcı travmaya rağmen (8 sporcu kaybı dahil), yeniden başlama ve ayağa kalkma çabasını anlattı. Bir toplumsal eşitlik projesi, başlangıçta çok düşük olan kadın girişimci oranını yıllar içinde artırarak, kadınların iş performansı ve yönetiminde erkek egemen sektörlerde dahi açık ara önde olduğunu gösterdi. Hatay'da enkazdan kurtulan bir kadın girişimci, destekler sayesinde konteyner mağazada ticari hayatına devam ederek "hayat devam ediyor" mesajını verdi. Hatay Kadın Voleybol Takımı ise, kaybedilen arkadaşlarının anısına, konteyner kentlerin zorlu şartlarında yaşayarak şampiyonluk hedefiyle ilerliyor ve bölge halkına normalize bir yaşam ve güçlü bir ilham kaynağı sunuyor. Küllerinden yeniden doğan kadınlar teması vurgulanarak, Hatay'ın unutulmaması ve diğer sektörlerden kuruluşların bölgeye her türlü desteği sağlaması için çağrıda bulunuldu.
#20
Benim Adım Mücadele: Pes Etmeyen Bir Kadının Özgürlük Şarkısı
0 dk | 12 Kasım, 2025
00:00 00:00
Konuşmacılar:
Sonita AlizadehAfşin Yurdakul
Oturum Özeti:
Bu oturum, yazar, aktivist ve Afganistan'ın ilk profesyonel rap müzisyeni olan Sonita Alizadeh’in yaşam mücadelesine odaklanmıştır. Alizadeh, 10 ve 16 yaşlarında iki kez çocuk evliliğine zorlanma deneyimini ve bu acıyı rap müzikle nasıl bir mücadele aracına dönüştürdüğünü anlatmıştır. Rap müziği, onun için hem bir tepki hem de milyonlarca kız çocuğunun yaşadığı bu çağ dışı uygulamanın sonlanması için bir çağrı işlevi görmüştür. Sanatçı, dünya çapında tanındığı "Satılık Kızlar" videosu sayesinde burs kazanarak ABD’ye gitmiş, ancak çocuk evliliğinin yalnızca Afganistan’a özgü bir sorun değil, küresel bir mesele olduğunu fark etmiştir. Hayallerinin sona ereceği korkusuyla mücadele ettiğini ve kendini "ticareti yapılan bir ürün gibi" hissettiği zorlu anların onu savaşa iten ateş olduğunu belirtmiştir. Alizadeh, şu anda Afgan kız çocuklarının öğrenimlerine devam etmesi amacıyla "Dreams book" adında gizli bir okul kurarak, onlara hayal kurmayı ve kendilerine inanmayı öğrettiğini söylemiştir. Ana mesajı, kadınların özgürlük mücadelesinin küresel olarak birbirine bağlı olduğu ve değişimin hikaye anlatımı ile sanat (müzik, yazı, film) yoluyla sağlanacağıdır.